18 Ekim 2010 Pazartesi

Ramiz Dayı ile Sakarya Gündemi


Ramiz Dayı ile  Kuşçu Rektörlük Seçimini Konuşuyor...
Kuşçu elinde iki bardak çayla oturur Dayı’nın yanına.
Ramiz Dayı:
Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Kuşçu: Dayı, nicedir bu rektörlük seçimleri Sakarya’da. Adaylar bir bir çıkarmış ortaya, er meydanına. En yiğidi seçilecekmiş derler.
Ramiz Dayı: Yeğen, doğru en yiğidi seçilecek lakin, ak koyun kara koyun ayrılmadı henüz. Belli değil. Ayırmak lazım. Reyi ona göre kullanmak lazım. Şimdi birisi kalkacak, bir gün danışmanlık işine başvuracak, bir diğer gün mebusluğa başvuracak, bir gün reislik, bir gün müdürlük, bir gün bilmem ne? Hepsinden de red alacak. Şimdi bu şahsı seçerler mi rektörlüğe?
Kuşçu: Seçmezler Dayı. Ben olsam ben de seçmem. Lakin ben de o işlere girmem. Zira o işler zor. Ehil olmak lazım rektörlüğü sırtlanmak için. Ama en ehil sen isen sıvayacaksın kolları başlayacaksın işe, olacaksın aday. Seçileceksin.
Ramiz Dayı: Yeğen bazen sen gönüllüsündür. Bazen de sırtına yüklerler. Taşımak zorunda kalırsın.
Eyvah, eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..
Bazısı da almış arkadaşının kitabını, kendi kitabı gibi yayınlamış. Yahu etmeyin eğlemeyin. Varsa bir rengin göster de el de istifade etsin. Yoksa bir marifetin, ses etme de eller sevinmesin.
Kuşçu: Dayı insan ekmek yediği içten yerden utanır mı?
Ramiz Dayı: Utanmaz da yeğen. Ben anladım ne demek istediğini. Malum zat’tan bahsedersin. Hani utanırdı, ben Sakarya üniversitesi’nde hocayım demeye de hep yazılarında başka bir üniversiteyi referans verirdi. Madem utanırsın üniversitenden, Madem başka yere bağlıymış gibi edersin, şimdi ne diye döndün de yönetme derdine düştün. Hani utanırdın burdan.
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Kuşçu: Daha da kötüsü var Dayı. Adaylardan biri için çalıştığı kurumda aile yakınlarına bir işi ihale etti de, iş yapıldı alacak verecek halloldu da, iş bir işe yaramadı bir yerde kullanılmadı derler. Yazıktır günahtır biz kendimizi paralayalım işi ehline verin diye. Elalem yakınlarını paralasın. Kendinizi paralayacaksınız gardaşlar, gerekirse parçalayacaksınız.
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Çaylar Ramiz Dayı'nın elindedir. Roller değişmiş, misafir kuşçu olmuş, lakin sohbet yine yatsı sonrası, geceyarısındadır. Ramiz Dayı çayı uzatır seslenir:
Ramiz Dayı: Yeğen iç de ısın.
Kuşçu: İçelim ısınalım. Dayı nedir bu derin devletin derdi?
Dayı: Derinden derine devleti derine çekmektir yeğen. Oralarda idare etmek, oralarda yönetmektir. bu adamlar göstermezler kendilerini, ama bilirsin zihayattır bunlar. Bazen soluklarını hissedersin ensende. Bazen duyarsın seslerini yakında. Bazen de uzatmış kırılası elini, Sakarya'da. Tehdit ederlermiş üniversite camiasını bazıları. Onlar seçilmezse yaşatmazlarmış seçilecek rektör adayını, dar edeceklermiş dünyayı. Derin devlet Sakarya'ya el atmış.
Kuşçu: Bunlara demeli yahu siz kimsiniz de bu tehditleri ne demeye savurursunuz.  Biz burada bu vatana hizmet etmek için uğraşıyoruz. Üç-beş çapulcuya pabuç bırakmayız. Hem korkumuz olsa ne işimiz var buralarda. Bre gafiller.
Ramiz Dayı: Sakin ol yeğen, sakin ol. Sakin ol ki göresin aslı, yoksa usule takılırlar. Derdimiz haberdar etmek. Derdimiz, derdimize ortak etmek.
"Dert çok hemdert yok düşman kavi tali zebun "
 Ramiz Dayı: Bütün hayvanlar eşittir de bazıları daha eşittir ya, Hayvan Çiftliği'nde. Burada da birileri "üst eşitliği"ni kurmuş, genel sekreterini, müsteşarını, daire başkanlarını neyim atamış. Bir ayrıntıyı unutmuş. Muhterem henüz seçilmemiş. 
Kuşçu: Derler ki, çok uzun zamandır bir zihniyet yönetir de asıl yönetim perdedir, Üniversiteyi müsteşar yönetir. Yönetir de gücünü paylaşmak, devretmek istemez bir 8 yıl daha talipdir. 
Ramiz Dayı: Rektör için derler, zatın birini görevden ayrıldı diye duyurur da meğer malum zat izindedir. Madem izindedir, neden ayrıldı denir. Madem bu kadar vazgeçilmez ve madem bu kadar sıkıntılı biridir bu zat, haklıdır yönetim kendince. İki ucu oklu değnek.
Kuşçu: Dayı, biz yıllarca bu memlekete hizmet ederiz diyelerin yalanına, değil hırkamızı, canımızı, evladımızı, hayatımızı verdik. Verdik de bizim ne fazlamız vardı Mevlana'dan. bir hırka vereydik yeterdi bunlara.
Ramiz Dayı: Artık o da yok yeğen, onu da vermeyeceğiz. devran döndü. Vakit o vakittir. Vakit gözlerimizi açma vaktidir.
Der ve yolcu eder Kuşçu'yu. Sözleşirler 2 gün sonrasına...
Ramiz Dayı Kuşçu’nun mekanına gelmiştir, sohbet başlamıştır. Keyifler yerinde, çay tam demindedir.
Ramiz Dayı: şu çerçevedeki fotoğraf da kimin nesi?
Kuşçu: Yusuf’umun resmi. Çok severim kendisini, bana güç verir. Aman Dayı sakın bu soruyu o malum sebepten sormayasın?
Ramiz Dayı: Tabii ki yeğen, tabii ki o sebepten. Rektör adaylarının bazısı asmışlar odalarına kocaman kocaman komutan fotoğrafları. Kocaman olan fotoğraf yeğen, fotoğraf. Hem duvarda, hem bilgisayarında. Demek ki çok seviyorlar komutanları. Bir medet umuyorlar herhalde. Bir beklentileri var. Belki de birilerine de gözdağı veriyorlar. Ben falancayı tanırım, yakınıyım. Yakarım.
Kuşçu: Bugün pek bir dertli ve cepheden konuşursun dayı. Bu kadar celallenme hemen.
Ramiz Dayı: Yeğen bu yetmiyor, bi de bak sen hal-i hazırdaki rektörün uygulamasına. Bir senedir aynı muhterem zata vekalet ettir kendi yerine. Oturt kendi masanda, öğret yönetmeyi, tattır malikliği. Sonra da çık destekle o yeni rektör olsun diye. Hem böylece saltanat babadan oğula, yani rektörden veliahtına geçsin.
Kuşçu: Dayı bir de muhalefet milletvekillerinin kapısını aşındıranlar var imiş. Eskiden kim yönetirse ondan medet umulurdu. Şimdi zamanımızda ne değişti de bazı adaylar gider de muhalefetin vekillerinden beklerler makamı. Bu ne iştir ben anlamadım.
Ramiz Dayı: Yeğen bu ülkede iktidar olursun muktedir olamazsın. Kadrolu muhalefet her daim son sözü söyler. Bu muhteremler de çözmüşler bu olayı ondan sebep giderler malum vekillerin kapısına, vururlar tokmağına. Ama bilmezler artık devir o eski devir değil. Eski hal muhal.
Kuşçu: Kimileri için de mağdur edebiyatından medet umar, çıkar sağlamaya çalışır diyorlar. Beni mağdur ediyorlar deyip çevrenin sempatisini kazanmış da çıkmış, bunu rektör adaylığına çevirmiş.
Ramiz Dayı: Yahu derdiniz nedir. Hedefiniz nedir. Siz kime hizmet ediyorsunuz , kimden medet umuyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz. Bu memleket bu tarz insanlardan illallah etti. Yok mu aranızda Ömer edalı, erirken aydınlatacak biri. Derdi bilim olacak. Kendi adil olacak. Biraz insaf sahibi biri?
Kuşçu boş bardakları kenara koyar. Dayıyı sakinleştirir. Konuyu değiştirir. Bir ihtimal daha var...
Kuşçu Ramiz Dayı'nın loş ışıklı odasına girer kenara oturur. Çayı elindedir.
Dayı: Öyle 20 km öteye gönderilen teologlar gibi uzakta durma yeğen. Gel yakına da sohbet edelim.
Kuşçu: Hayrola Dayı ne teoloğu?
Dayı: Bilmez misin yeğen, 18 yıldır adamdan sayılmadılar da yerleşkeden çok uzaklara yollandılar. Şimdi de yönetim vaadlerde bulunur sizi alacaz yakına diye. Hayrola 20 uzakta 19 yakın mı? Yahu 18 sene oldu ayıp. siz bu adamları saf mı zannettiniz. Önce yüzüne bakma, seçim yaklaşınca alıcaz sizi yakına de. Hoş, bunlara yakında olmanın da hayrı yok ya...
Kuşçu: Dayı peki kendini özgürlükçü diye tanıtan bir rektör adayı, birkaç yıl evvel yayınlanan özgürlük bildirisine, imza atmamıştı, buna ne dersin.
Dayı: Buna ben bir şey diyemem yeğen. Söz tükendi.
"Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet.
Kâfi mi değil yoksa, bu son ders-i felâket?
Son ders-i felâket neye mâl oldu? Düşünsen:
Beynin eriyip yaş gibi damlardı gözünden!
"Son ders-i felâket" ne demektir? Şu demektir:
Gelmezse eğer kendine millet, gidecektir!
Zira, yeni bir sadmeye artık dayanılmaz;
Zîrâ, bu sefer uyku ölümdür: Uyanılmaz!"
Kuşçu: Muhteremin biri de kalkmış, acceptance almak için sağa sola başvurmuş da vermemişler ona. Sonra ne yapmış dahi, başka birinin acceptance'ının isim kısmını değiştirip kullanmaya kalkmış da kurum farketmiş. Ama ayıptır, duyulmasın diye de örtbas etmişler olayı. Şimdi bu zat kalkmış bir diğer yerde rektör adayı olacakmış derler. El insaf...
Dayı: Sen kafanı çok takmaktasın bu hadiselere. Merak etme yeğen,
"Hak tecelli eyleyince herişi asan eder, halk eder eshabını bir lahsada ihsaneder."
Hem seçim yaklaştı, kaç gün kaldı şunun şurasında.
"Utanması yok bazılarının. Korkması yok Allah'tan. Biraz hak, biraz hukuk, biraz iinsaf yahu.
Allah´tan utan! Bâri bırak dini elinden...
Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen!
Lâkin, ne demek bizleri Allah ile iskât?
Allah´tan utanmak da olur ilim ile... Heyhât"

YORUMLAR

Adsız dedi ki...
Eğer bahsedilen teologlar bu zokayı yerlerse vay hallerine... 16 yıldır adam yerine konulmayanlar, bir zoka ile adam yerine konulacak ve bunu da muhataplar yutacak veya kabul edeceklerse, demek ki yapılanlar çok yerindeymiş diye bir hüküm vermek vacip olur.

Adsız dedi ki...
"Rektör adaylarının bazısı asmışlar odalarına kocaman kocaman komutan fotoğrafları. Kocaman olan fotoğraf yeğen, fotoğraf. Hem duvarda, hem bilgisayarında. Demek ki çok seviyorlar komutanları" DA... ACABA KOMUTANLARI DA ONLARI SEVİYOR MU?

Adsız dedi ki...
artık sevmeyecek!

Süleyman Demirbilek dedi ki...
Komutanlar da kendi dertlerinde artık. Medet umulacak bir taraflarıda kalmadı ki.

Adsız dedi ki...
Eskiden fotograftakiler bir gerçekti. Şimdi ise fotograftakilerin gerçeği bile anlamsız. ama bu garipler değişen Türkiyenin farkında değil demekki. Eli silahlı olanın güçlü oldugu değil halkın güçlü oldugu bir Türkiye gerçeği var artık.12 Eylül referandumu bunu gösterdi.Halk bunu anlayabiliyor ama bu akademisyen prof. hala anlayamadı galiba ki hala asker fotografları ile güç gösterisi yapma ihtiyacı hissediyor....

Cüneyt Taşkın dedi ki...
Şu ülkede Ramiz Dayı ufkunda ve bilgeliğinde 10 kişi olsa, 5 yılda Ülkeler sıralamasında ilk 3 te oluruz. Sınıf başkanı seçilirken de, muhtar seçilirken de, başkan seçilirken de, rektör seçilirken de bence en önemli vasıf bilgelik ve ufuktur. Ufku gölgesinin arkasında olan kişiler zaten aday bile olmamalıdır. Ufkuna hayran olduğu kişileri desteklemelidir.
04:20 

Adsız dedi ki...
Anlaşılan sakarya üniveristesinde seçimler çetin geçecek! ama bir problem var Ramiz dayının kastettiği kişilerin kim oldugunu tam anlayamadım. belkide yeni oldugumudan olabilir.Keşke bilen birileri Ramiz Dayı'nın ve Kuşçu'nun ne demek ,ne anlatmak istediğini anlatsa..
05:44 

Timur Sili dedi ki...
Bence herkesin anlamasına gerek yok, kuşcu anlamışsa yeter
11:27 

fosil toplayıcı dedi ki...
Biraz edep lazım. Hem sakarya Türküsü gibi ulvi bir metni kullanacaksın, hem de temiz insanlara iftira atıp, malı götürenleri öveceksin. Ne o, kaybedecekleriniz çok mu önemli de, makamlardan vazgeçememiyorsunuz. Terbiyeyi bozmadan, adam gibi yarışın, kazanmanın da kaybetmenin de şerefini yaşayın, bırakın üniversite sizin gibi çeteler yerine biraz da öğretim üyeleri tarafından, temiz insanlar tarafından yönetilsin. Korkmayın, korkunun ecele faydası yoktur. Size Necip Fazılla bir cevap verelim:
Bekleyin görecektir duranlar yürüyeni, sabredin gelecektir solmaz pörsümez yeni.
Modası geçmiş fosiller, maskenizi göstermeye başladınız
10:32 

Adsız dedi ki...
Beyefendi
Hangi fakültenin elamanı imiş de haberimiz yokmuş!
Linki Tıklayınız:


Adsız dedi ki...
OLAMAZ!
PES DOĞRUSU.
BU KADAR DA OLAMAZ.
NE DEMİŞLER, HER SUÇLU MUHAKKAK İZ BIRAKARAK KAÇARMIŞ...
10:39 

Adsız dedi ki...
Yahu, bu Ramiz Dayı ile Kuşçu, Sakarya'da mı ikamet ediyorlar? Üniversitede mi çalışıyorlar ne... Konuştukları konuları üniversitede herkes biliyor da, sadece yazılı hale getirilmemişti. Şimdi bu da tarihe mal ediliyor...
07:03 

erol dedi ki...
O zaman Ramiz Dayı ve Kuşçu'ya teşekkür edelim.Herkesin bilip söylemediklerini tarihe mal ettikleri için
08:33 

3 yorum:

  1. kemal09:35

    hangi üniversitede çalıştığını bile saklayan rektör adayı olur mu? İnanamıyordum ama işte gerçek ! aşağıdaki linle lütfen tıklayın!
    Sosyal Değerler ve Çevre’

    Doç. Dr. Sami Şener
    İTÜ İşletme Fakültesi

    http://www.sosyalsiyaset.net/documents/sosyal_degerler_cevre.htm

    YanıtlaSil
  2. Adsız14:15

    Yazık be sana Sakarya Üniversitesi.
    Yıllardır çakallara yataklık yaptın şimdi de baykuşlar musallat oldu başına.
    Şöyle bir silkin de kendine gel Şanlı Sakarya.
    Yükün elbette ağır. Olsun. Bu çakallara ve baykuşlara fırsat verme, ne olur?
    Büyükyüğünü göster hadi.

    YanıtlaSil
  3. Adsız14:20

    http://www.sosyalsiyaset.net/documents/sosyal_degerler_cevre.htm
    Linki tıklayın da görün saklanan gerçek yüzü. Vatandaş ne zaman İTÜ İşletme Fakültesi öğretim üyesi olmuş? Bilen var mı? Sahte mezuniyet gibi bir de bu var. Cumhurbaşkanı ile görüştüm beni destekliyor. Başbakanla görüştüm. O bana eskiden abi derdi. Gene öyle dedi. Sami abi sen yürü ben senin arkandayım. Kimseden çekinme yürü, diye propaganda yapsan buna kimse inanmaz. Kaldı ki Başbakan da Cumhurbaşkanı da senin Cemayüzevvel'ini çok iyi bilirler.

    YanıtlaSil