1 Ekim 2010 Cuma

REKTÖR OLARAK SON KEZ KONUŞTU

Bu dönem görev süresi dolan Prof. Dr. Mehmet Durman, SAÜ yeni akademik yıl açılışında rektör olarak son konuşmasını yaptı. Durman, Tıp Fakültesi’nin eğitim binalarının temelinin13 Ekimde atılacağı açıklamasını yaptı.

Sakarya Üniversitesi'nde (SAÜ) yeni akademik yıl, Türk Dil Kurumu 3. Uluslararası Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı ile başladı. Sakarya Üniversitesi'nin 2010-2011 yeni akademik yıla başlaması dolayısıyla Kültür ve Kongre Merkezi'nde bir program düzenlendi. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Akalın, Vali Mustafa Büyük, AK Parti Sakarya milletvekilleri Hasan Ali Çelik, Recep Yıldırım, protokol, öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve öğrencilerin katıldığı programın açılış konuşmasını SAÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman yaptı. Prof. Dr. Durman, rektörlük seçimleri öncesinde veda konuşması niteliğini taşıyan konuşmasında, SAÜ'nün dünya üniversiteleri arasında yerini aldığını söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Durman, üniversiteye yeni katılan öğrencilerle tanışmanın ve yeni hedeflere yol alacakları eğitim öğretim yılına başlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Üniversitenin öğrenci ek kontenjan kayıtlarıyla birlikte bu yıl öğrenci sayısının 55 bine ulaşacağını ifade eden Durman, ''Üniversitemize bu yıl önlisans, lisans ve lisansüstü düzeyinde eğitim öğretim görmek üzere yaklaşık 13 bin 500 yeni öğrenci kayıt yaptırmıştır. 55 bine ulaşacak öğrenci sayısı ile üniversitemiz geçtiğimiz yıl olduğu gibi, bu yıl da ülkemizdeki beşinci büyük üniversite konumunda olacaktır. Üniversitemizin kurulduğu günden bugüne kadar geçen 18 yıl gibi kısa sürede yükseköğretimde ulaştığı başarılı konumu bizleri gururlandırmakta ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk yüklemektedir'' diye konuştu.

8 YILLIK GÖREV
8 yıldır büyük bir onurla sürdürdüğü rektörlük görevinde rektör olarak son açılış konuşmasını yaptığını belirten Durman, değişimin her zaman kurumların ve kuruluşların gelişmesinde fırsatlar sunan ve dinamizm yaratan bir süreç olduğuna inanan bir kişi olarak, üniversitede yaşanacak olan rektörlük seçiminin ve beraberinde getireceği değişimin önemli bir sinerji yaratacağına inandığını söyledi. Rektör Durman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sakarya Üniversitesi bugünkü başarılı ve örnek konumuna son yıllarda Dünya’da yükseköğretim alanında ortaya çıkan değişim ve dönüşüm süreçlerinin beraberinde getirdiği fırsatları değerlendirmesi ve bu süreçlerin gereklerini başarı ile hayata geçirmesi ile ulaşmıştır. Tüm mesai arkadaşlarımın geçmişte olduğu gibi bu süreçte de hep birlikte oluşturduğumuz üniversitemizin sağlam kurumsal temelleri doğrultusunda üzerlerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getireceklerine ve Sakarya Üniversitesi’nin parlayan yıldızını daha da aydınlatarak yoluna devam etmesini sağlayacaklarına yürekten inanıyorum.”

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP ETMEKTEYİZ”
Türkiye'nin küreselleşme ve yeni dünya düzeni içindeki geleceğini, her şeyden çok bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi oluşturma kararlılığının ve bu doğrultuda ortaya koyacağı vizyon ve gerçekleştireceği çalışmaların belirleyeceğini ifade eden Durman, "Bilgi toplumu olma gayreti içerisinde olan diğer ülkeler gibi ülkemizde de bu süreçlerin önemi anlaşılmış ancak konuyla ilgili sistemle ve organize olarak uygulamaya yönelik politikaların ve yasal düzenlemelerin ulusal ve kurumsal düzeyde hayata geçirilmesi ve yayılımı konusunda henüz arzu edilen ivme yakalanamamıştır. Avrupa Birliği süreci içerisinde hızla yol alan ülkemizin yeni dünya düzeninde bilgi fakiri dezavantajlı bir ülke konumuna sürüklenmesini istemiyorsak bu gelişmelerin ve işleyen süreçlerin çok iyi değerlendirilmesi ve hayata geçirilmesi eğitim ve öğretimden sorumlu olan ilgili kurum ve kuruluşlar ile ilgili paydaşlarının gündemlerindeki en öncelikli konuyu oluşturmalıdır. Sakarya Üniversitesi olarak dünyadaki yükseköğretim alanındaki gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Evrensel bir yükseköğretim kurumu olarak sahip olduğumuz çağdaş ve yenilikçi vizyonumuz ile ülkemiz gençliğine ve topluma karşı olan sorumluluğumuzun en üst seviyede bilincindeyiz ve bu sorumluluk içerisinde bilimsel faaliyet ve hizmetlerimizi yürütmekteyiz" diye konuştu.

ÖNEMLİ ÖDÜLLER
Durman, SAÜ'nün yaptığı çalışmalarla önemli ödüllere layık görüldüğünü ifade ederek, "Üniversitemiz geçtiğimiz yıllarda almış olduğu ödüllere ilave olarak bu yıl içinde de 3 önemli ödüle layık görülmüştür. Bunlardan birincisi Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Avrupa düzeyinde sadece 5 üniversitenin layık görüldüğü AKTS Etiketi Mükemmellik Ödülü'dür. Bu ödül önümüzdeki hafta Belçika'nın Antwerp şehrinde Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenecek büyük bir törenle üniversitemize takdim edilecektir.

Geçtiğimiz yıl yine AB tarafından üniversitemize verilen DE Etiketi Mükemmellik Ödülü ile birlikte bu yıl almış olduğumuz bu ödül üniversitemizin sadece Avrupa düzeyinde değil, tüm dünyada eğitim öğretim alanında ortaya konulmuş olan en üst düzeyde standartlara ulaşmış olduğunun en güçlü göstergesidir. Bu yılki ikinci önemli başarımız ise üniversitemizin mühendislik fakültesinin 15 programının kısa adı MÜDEK olan Mühendislik Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu tarafından akredite edilmesi ve Avrupa düzeyinde mühendislik program ve mezunlarının akreditasyonunu ve tanınmasını sağlayan EUR-ACE (European Accreditation of Engineering programs and Graduates) etiketi ile ödüllendirilmiş olmasıdır. Bu sayede mühendislik fakültemizin tüm programları ve mezunları Avrupa düzeyinde daha güçlü bir şekilde tanınır hale gelmiştir. Bu yıl almış olduğumuz ve bizleri en çok onurlandıran diğer ödül ise 2002 yılından itibaren tüm çalışanlarımızın özverili katkıları ile sürdürmüş olduğumuz kalite çalışmaları sonucunda üniversitemizin ulaşmış olduğu mükemmellik düzeyinin açık bir göstergesi olarak Avrupa Kalite Vakfı'nın dünyaca tanımış olan EFQM Mükemmellik Modeli kapsamında Ulusal Kalite Büyük Ödülü'ne layık görülmüş olmasıdır. Üniversitemiz bu büyük ödüle layık görülen dünyadaki ilk üniversite olarak tarihe geçmiştir" dedi.

''TIP FAKÜLTEMİZİN EĞİTİM BİNALARININ TEMELİ 13 EKİMDE ATILACAKTIR''
İki yıl önce eğitim öğretim faaliyetine başlayan Tıp Fakültesi ile ilgili çalışmalara da değinen Durman, ''Bu doğrultuda yürüttüğümüz çalışmalar sonucu geçtiğimiz yıl Sağlık Bakanlığı ile yapmış olduğumuz protokol çerçevesinde Korucuk Araştırma ve Uygulama Hastanesi, üniversitemizin kullanımına açılmış ve kadromuza dahil ettiğimiz çeşitli branşlardaki profesör, doçent ve yardımcı doçent düzeyinde 16 değerli öğretim üyemiz bu hastanede görevlendirilerek halkımıza sağlık hizmeti vermeye başlamıştır. Tıp fakültesindeki öğretim üyesi sayımızın bu yıl 35'i bulması beklenmektedir. Bütçemizden ayırdığımız 700 bin liralık ödenekle, tıp fakültemizin eğitim binalarının temeli 13 Ekimde atılacaktır'' diye konuştu. TEKNOKENT'te faaliyet gösteren firmaların sayısının 15'e ulaştığını ifade eden Durman, TEKNOKENT'in üniversitenin kampüs alanında ayrılan arazide yeni binalarının projelerinin hazırlandığını belirterek, ihale aşamasına gelinen projede Sanayi ve Ticaret Bakanlığından 6 milyon lira ödenek talebinde bulunulduğunu belirtti.

İLK DERSİ AKALIN VERDİ
Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik ise yaptığı konuşmada Sakarya Üniversitesi’nde bir dönem öğretim üyesi olarak görev yaptığını belirterek, “Sakarya Üniversitesi bugün geldiği konum itibariyle ülkemizde adından sıkça söz edilen örnek gösterilen bir üniversite olmuştur. Hizmeti geçenlere teşekkür ediyorum ve Üniversitemizle gurur duyuyorum. Üniversitemize desteğimizi her zaman sürdüreceğiz. Böyle başarılı bir Üniversitenin yanına bir kardeş Üniversitede gerekli olmuştur. Bu konuda her türlü desteği vereceğiz” dedi. Sakarya Valisi Mustafa Büyük ise yaptığı konuşmada, her yönüyle gelişmiş ve gurur duyulan bir Üniversitenin bulunduğu ilde görev yapmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, Üniversite ile he zaman işbirliği içerisinde olduklarını, yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diledi. Devlet Konservatuvarı’nın mini konserinin ardından Bu yıl üniversitemizin Bilim, Sanat, Hizmet, Teşvik ve Başarı Ödüllerini almaya layık görülen öğretim üyelerine plaketleri verildi. Akademik Yılı açılışının ilk dersini ise Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Akalın verdi.  Türkçe'nin bazı sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu belirtmek gerektiğini ifade eden Akalın, ''İş yeri adlarında yabancı sözlerin kullanılması, adeta burası Türkiye mi dedirtecek boyutlara ulaştı. Türk alfabesinde olmayan harflerle Türkçe sözcüklerin yazılması gibi olumsuzluklar, Türkçe sözcüklerin bile Amerikalı ve İngiliz gibi yazılması... İş yeri adındaki yabancılaşmanın her alana uzanması, börekçinin bile artık ''center'' olması... Öyle yazılış şekilleri ortaya çıkıyor ki. Ne Türkçe, ne İngilizce. Türkçe yazım yanlışlarının yanı sıra, İngilizce yazım yanlışları da var. Yabancı sözcüklerin nasıl yazılacağı da önemli bir sorun'' diye konuştu. İngilizce yazılan kelimelerin Türkçe okunuşunda da bazı farklılıklar bulunduğuna dikkati çeken Akalın, ''The Matriks'' adlı filmin okunuşundaki yanlışlara da değindi. Filmle ilgili düzenlenen bir programı televizyondan izlediğini kaydeden Akalın, ''Yıllarca biz 'matriks' diye biliyorduk. Bir film çevrildi, bunun adının metriks olduğu söylenmeye başlandı. O filmde acaba bir takım mesajlar mı veriliyordu diye bir tartışma programını izliyordum. Sunucu 'matriks', konuk 'metriks', derken ünlü Beyaz Hoca telefonla bağlandı, o da 'materiks' diyor. Yazılışıyla söylenişiyle çok sorunlu. Peki vatandaş bu olumsuzluklar karşısında ne yapsın?'' dedi. Türk Dil Kurumu'nun Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulduğunu ifade eden Akalın, "Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin amacı, Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 1934'te yapılan kurultayda cemiyetin adı Türk Dili Araştırma Kurumu, 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur" dedi. 26 Eylül tarihinin Dil Bayramı olarak kabul edildiğini belirten Akalın, Türkiye Futbol Federasyonu ile yapılan görüşmeler sonrasında futbolcuların lig maçlarına Dil Bayramı'nı anlatan afişlerle çıktığını, Türkçe'nin son yıllarda geniş kullanımı ile dünya dilleri arasında 5. sırada yer aldığını, bunda medya ve iletişim sektörünün etkisinin olduğunu söyledi. Sakarya Üniversitesi'nde bu yıl üçüncüsü yapılan Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı 8 oturumda gerçekleştiriliyor.  Çalıştay bugün sona erecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder